SPK’dan Onay

SPK’dan 4 Şirket İçin Onay

 

Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) en son yayınladığı bülten, 4 şirketin halka arz taleplerinin onaylandığını belirtti.

SPK’nın belirttiği gibi, A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Forte Bilgi İletişim Teknolojileri ve Savunma Sanayi A.Ş., Pasifik Eurasia Lojistik Dış Ticaret A.Ş. ve Katılımevim Tasarruf Finansman A.Ş.’nin halka arz başvuruları kabul edildi.

SPK aracılığı ile ikinci hisse ise A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. A1 Capital Yatırım, halka arz yoluyla 100.000.000 TL olan sermayesini 35.000.000 TL yükselterek 135.000.000 TL’ye ulaştıracak. Ek satışlar gerçekleştirilmeyecek ve 1 TL nominal değerli paylar 25 TL sabit fiyata satışa sunulacak. Eşit dağıtım yöntemi kullanılacak.

Halka arz sonrası şirketin halka açıklık oranı %20 olacak ve halka arzın yaklaşık 875 milyon TL tutarında olması bekleniyor.

SPK tarafından üçüncü hisse ise Forte Bilgi İletişim Teknolojileri ve Savunma Sanayi A.Ş. Forte Bilgi İletişim, halka arz sürecinde 45.000.000 TL olan sermayesini 22.000.000 TL arttırarak 67.000.000 TL’ye ulaşacak. 1 TL nominal değerli hisseler 12,12 TL sabit fiyatla satılacak. Ek satışlar planlanmamaktadır.

Halka arzın tamamlanmasının ardından Forte Bilgi İletişim’in halka açıklık oranı %22 olacak ve halka arzın boyutunun yaklaşık 266 milyon TL olması beklenmektedir.

Pasifik Eurasia Lojistik Dış Ticaret A.Ş. Pasifik Eurasia Lojistik, halka arzla 150.000.000 TL olan sermayesini 18.000.000 TL yükselterek 168.000.000 TL’ye ulaşacak. Halka arzda Fatih Erdoğan, Abdulkerim Fırat ve Mehmet Erdoğan’a ait toplamda 16.000.000 TL nominal değerli paylar da satışa çıkacak.

Halka arzda 1 TL nominal değerli hisseler 25 TL sabit fiyatla satışa sunulacak ve eşit dağıtım yöntemi kullanılacak.

Halka arz büyüklüğünün yaklaşık 850 milyon TL olması bekleniyor ve şirketin halka açıklık oranı %20 olacak.

Katılımevim Tasarruf Finansman A.Ş. Katılımevim, 150.000.000 TL olan mevcut sermayesini halka arzla 30.000.000 TL arttırarak 180.000.000 TL’ye çıkaracak. Halka arzda ayrıca Serdar Turhan ve Ömer Burkay’a ait toplam 30.000.000 TL nominal değerli paylar da satışa sunulacak.

Katılımevim’in halka arzında 1 TL nominal değerli hisseler 13,43 TL sabit fiyatla satılacak ve eşit dağıtım yöntemi kullanılacak. Halka arz sonrasında şirketin halka açıklık oranı %25 olacak ve halka arzın boyutunun yaklaşık 805 milyon TL olması beklenmektedir.

Siz de Fed Yatırım ayrıcalığı ile halka arzlardan yararlanmak istiyorsanız linke tıklayın, ayrıcalıklı fırsatlardan yararlanın.

TL Mevduatları Artıyor

Spk26 Mayıs haftasında, bankaların Türk Lirası mevduatları için belirlediği faiz oranı, önceki haftaya kıyasla 235 baz puanlık bir artışla %25,92’ye ulaştı. Dolar mevduatı için uygulanan faiz oranı ise 5 baz puan düşerek %2,31 oldu ve euro mevduat faizi 24 baz puan yükselerek %0,90’a çıktı.

Aynı haftada, Türk Lirası ticari kredilerinin faiz oranı bir önceki haftaya göre 50 baz puan artarak %15 oldu.

Konut kredilerinin faiz oranları Türk Lirası bazında 135 baz puan yükselerek %19,34’e, taşıt kredileri 282 baz puan düşerek %28,63’e ve ihtiyaç kredileri 68 baz puan artarak %39,96’ya geldi.

Aynı süre zarfında, dolar cinsinden ticari kredilerin faiz oranı 53 baz puan düşerek %9,55’e, euro cinsinden ticari kredilerin faiz oranı ise 32 baz puan düşerek %7,61’e geriledi.

Mevduat spread’i ticari kredilere uygulandığında, Türk Lirası için %-10,92, dolar ve euro için ise sırasıyla %7,24 ve %6,71 olarak hesaplandı. Türk Lirası cinsinden ticari kredilerdeki mevduat spread’i, dolar ve euro cinsinden kredilere uygulanan spread’den daha düşük seviyeye geldi..

BIST Hisseleri

 

BIST 100 endeksi, güne %2,88’lik artışla 5.102,56 puan seviyesinde başladı.

Önceki işlem gününü %1,49’luk bir artışla 4959,80 puanla tamamlayan BIST 100, 5.000 puanlık psikolojik direnç seviyesini aşamadı. Ancak, haftanın son işlem gününde, bu seviye hacimli bir açılışla aşıldı ve endeks, ilk işlemlerde 5.120 puana ulaştı.

İstanbul borsasında işlem gören sektörler arasında, bankacılık sektörü, %5,4’lük bir artışla hızlı bir başlangıç yaptı. İnşaat, finans ve holding sektörleri de açılışta en çok değer kazanan sektörler oldu.

Spor sektörü, günün başında hafif bir düşüşle karşılaştı, tekstil, baskı ve mineral ürünleri sektörleri ise sabit kaldı.

BIST 100 endeksinde yer alan TKFEN hissesi, tavan fiyatından başladı. YKBNK, ENKAI, AKBNK, ISCTR, GARAN ve VAKBN gibi hisseler ise, ilk işlemlerde %5’in üzerinde değer artışı gösterdi.

Öte yandan, BIST 100’deki TTRAK ve SMRTG hisseleri, günü hafif düşüşle açtı.

Borsa İstanbul’da, açılışta en çok değer kazanan hisseler sırasıyla TKFEN, YESIL, DARDL, BRSAN, ve IMASM oldu.

Satış ağırlıklı bir açılış gösteren hisseler arasında ise MARKA ve ISSEN ön plana çıktı. COSMO ve KGYO ise, yaklaşık %2’lik düşüşle bu hisseleri takip etti.

Diğer Yazılarımız İçin Tıklayın: Fed Yatırım ile Emtia Risk Analizi

Borsa İstanbul

 

Piyasalara Döviz Müdahalesi

Piyasalara Döviz Müdahalesi

Forex’te döviz müdahalesi, bir merkez bankasının döviz kurunu dengelemek için döviz satın alması veya satmasıdır. Merkez bankaları genellikle para birimlerinin değeri çok düştüğünde veya çok yükseldiğinde müdahale eder.

Merkez Bankaları Döviz Piyasasına Neden Müdahale Eder?

Döviz piyasasına müdahale etmesinin birkaç nedeni vardır:

Para birimlerini istikrara kavuşturmak için: Eğer bir merkez bankası kendi para biriminin değerinin çok düştüğünü düşünüyorsa, müdahale edebilmekte ve desteklemek için satın alabilmektedir. Tersine, para birimlerinin değerinin çok yükseldiğini düşünüyorlarsa, değeri düşürmek için satabilmektedirler.

Enflasyonu etkilemek için: Merkez bankaları para birimlerinin değerini sabitleyerek enflasyonu da etkileyebilirler. Eğer bir merkez bankası enflasyonu artırmak istiyorsa, para biriminin değer kaybetmesine izin verebilmektedir. Tersine, eğer enflasyonu düşürmek istiyorlarsa, para birimlerinin değer kazanması için piyasaya müdahale edebilirler.

İhracatlarını korumak için: Zayıf bir para birimi bir ülkenin ihracatını daha pahalı hale getirirken, güçlü bir para birimi ithalatı daha ucuz hale getirir. Dolayısıyla, bir merkez bankası ihracatı artırmak istiyorsa, para birimini zayıflatmak için müdahale edebilmektedir. Tersine, ithalatı azaltmak istiyorlarsa, para birimlerini güçlendirmek için müdahale edebilirler.

Döviz Müdahalesinin Riskleri Nelerdir?

Döviz müdahalesi ile ilgili birkaç risk vardır:

Piyasa beklendiği gibi tepki vermeyebilir. Bazen merkez bankaları piyasaya müdahale eder ve para birimlerinin değeri istedikleri gibi hareket etmez. Bir merkez bankası para biriminin değerini düşürmeye çalışıyorsa ve piyasa buna yanıt vermiyorsa, bu durum merkez bankasına çok pahalıya mal olabilmektedir.

Bazı durumlarda müdahale geri tepebilmektedir. Eğer bir merkez bankası parasının değerini düşürmeye çalışıyorsa ve bunun yerine para değer kazanıyorsa, bu enflasyonun yükselmesine neden olabilmektedir. Tersine, eğer bir merkez bankası para birimine değer kazandırmaya çalışıyorsa ve bu devalüasyonla sonuçlanıyorsa, deflasyona neden olabilmektedir.

Bir kur savaşına yol açabilir. Bir merkez bankası para birimini devalüe ederse, diğer merkez bankaları da para birimlerini devalüe etmek için müdahale edebilmektedir. Bu durum, merkez bankalarının sürekli olarak para birimlerini birbirlerine göre değersizleştirmeye çalıştığı bir kur savaşına yol açabilmektedir.

Döviz Müdahalesinin Bazı Örnekleri Nelerdir?

İsviçre Merkez Bankası, İsviçre frangı ile avro arasındaki sabitlemeyi kaldırarak frangın değer kazanmasına neden oldu.(2015)

Japonya Merkez Bankası yeni zayıflatmak için döviz piyasasına müdahale etti. (2016)

Hindistan rupisi ABD doları karşısında rekor düşük seviyeye geriledi. Hindistan Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale etmesine neden oldu. (2018)

Döviz Müdahalesinin Etkili Midir?

Bu sorunun herkese uyan tek bir cevabı yok. Bazı merkez bankaları müdahale kullanarak para birimlerini istikrara kavuşturmada başarılı olurken, diğerleri olamamıştır. Nihayetinde bu, duruma ve merkez bankasının hedeflerine bağlıdır.

Forex Petrol Analizi

Forex Petrol Analizi

Son dönemde OPEC+ toplantısında yaşanan belirsizlik petrol fiyatlarının güçlenmesine neden oluyor. Geçmişte iki iyi müttefik olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin petrol üretim kotasında anlaşmazlık sebebi ile henüz OPEC+ toplantısında karar alınabilmiş değil.
Hatta belirsizlik o kadar yüksek ki Pazartesi gerçekleştirilmesi beklenen toplantı iptal edilmesine rağmen arka kapı diplomasisin baz almazsak resmi görüşmelere yönelik takvim belirlenmiş değil.
Peki, Suudi Arabistan ve BAE hangi konuda anlaşamıyorlar?
Öncelikle OPEC+ ülkeleri Ağustos ve Aralık ayları arasında günlük 400 bin varil üretim kesintisine yönelik görüşmelerde bulunuyor. Yalnız BAE bu miktara karşı çıkarak günlük 700 bin varil üretim artışı talep ediyor. Ayrıca üretim kotasının 3.1 milyon varilden 3.8 milyon varil
seviyesine çıkarılmasını da istiyor. Bu talepler şuan için Suudi Arabistan tarafından kabul görmüş değil. Hatta korona virüs salgınını bahane ederek 4 Temmuz tarihi itibari ile BAE’ye tüm uçak seferlerini askıya aldı. BAE ise üretim kotasının artırılmaması durumunda Mart 2020
yılında yapılan üretim kesintisi anlaşmasının 2022 yılı sonuna uzatılmasını kesinlikle reddedeceğini dile getiriyor. Mevcut gelişmeler dahilinde kısa vadede anlaşmaya yönelik umutlar zayıflamakta.
Tüm bu gelişmeler dahilinde petrol fiyatları yükseliş hareketine devam ediyor. Bu sayede Brent petrol fiyatları 78 dolar seviyesine yaklaşarak 7 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu yükseliş şaşırtıcı değil. Bu fiyatlamanın arz ve talep dengesizliğine yönelik beklenti kaynaklı iki nedeni
bulunuyor:

1. Pandemi etkisinden hızla sıyrılan global ekonomiler toparlanmaya devam ediyor.
Dolayısıyla petrole olan talep yüksek kalmaya devam ediyor.

2. Suudi Arabistan ve BAE arasında ki anlaşmazlık üretim artışı kararının önüne set çekiyor.
Böylelikle petrol miktarı talep ile kıyaslandığını görece düşük seyrini koruyor.

Yani arz ve talep dengesizliği talep lehine bozulmakta ve OPEC+ anlaşmazlıklar nedeni ile bu duruma şimdilik etki edemiyor.
İki ülke arasındaki derin fikir ayrılıkları petrol fiyatlarını yükseltmeye devam ederse bu durum küresel çapta fiyat istikrarına yönelik beklentileri bozacak bir hale gelebilir. Böylelikle piyasanın sıkça konuştuğu yüksek enflasyon teması yeniden devreye girebilir. Bu durumun hisse senedi endeksleri adına iyi sonuç vermeyeceği açık. Yani konu sadece OPEC+ özelinde değil. Bu bakımdan piyasanın mevcut beklentisi hala anlaşmanın gerçekleşeceği yönünde bulunuyor. Fakat anlaşma sağlanana kadar petrol fiyatlarındaki oynaklığın yükselmeye devam
edebileceğini söyleyelim. Piyasa konuşulmaya başlanan bir diğer senaryo ise BAE’nin OPEC üyeliğinden ayrılabileceği
şeklinde. Bu senaryonun olasılığını düşük gördüğümüz için mesafeli yaklaşıyoruz. Baz senaryomuz bu şekilde olmasa da böyle bir gelişmede BAE’nin tek başına üretim artışı kararı alması nedeni ile petrol fiyatlarında sert sayılabilecek düşüşler görmemiz kaçınılmaz olacak.
Güncel fiyatlamaları incelediğimizde piyasa şuan bahsedilen senaryonu benimsemiş değil. Yalnız anlaşmanın gecikmesi ya da olumsuz haberlerin gelmeye devam etmesi durumunda OPEC’in dağılma ihtimalinin sıkça konuşulmaya başlaması petrol fiyatları üzerinde baskı
volatiliteyi artırabilir.

Uzun Vadede Petrol

Uzun vadeli alçalan trend direnci 80.00 dolar seviyesinden geçiyor. Bu seviyeye yakın fiyatlamaların oluştuğunu görmemizle beraber RSI göstergesi negatif uyumsuzluk vermekte. Yani OPEC+ görüşmelerinde anlaşmanın çıkması ya da bu konuda pozitif sinyallerin üretilmesi
durumunda geri çekilmenin oluşması adına teknik görünüm uygun. Tabii görüşmelere yönelik gelişmelerin oynaklık oluşturacağı uyarısında bir kere daha bulunalım. Mevcut durumda 80.00 dolar direncinin kırılamaması ile satışların tetiklenmesi beklenebilir. Kısa vadede 8 haftalık üssel ortalamanın 72.60 desteğinde bulunduğunu söyleyelim. Yalnız fiyatlarda geri çekilmeyi
tetikleyecek gelişmelerin oluşması ile yükselen trend desteği olarak izlediğimiz 62.30 desteği ön plana çıkabilir.

Yukarı yönde fiyatlamaların devam etmesi adına 80.00 dolar kritik bir seviye. Bu direnç aşılmadan henüz uzun vadede düşüş akımı bozulmuş olmayacak. Buna karşılık 80.00 dolar üzerinde alımların kuvvetlenme ihtimali bir hayli güçlenecek. Böylelikle kısa vadede 87.00 dolar seviyesine doğru ataklar görebilirsek de 100 dolar seviyesinin önünün açılabileceğini söylemek
yanlış olmayacaktır.

Forex ve Para Politikası

Forex ve Para Politikası

Forex ve Para Politikaları yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için başlıca inceleme konusudur. Para politikaları kısaca hükümetin sermaye piyasaları ve para piyasalarında yer alan müdahale enstrümanlarını kullanış amacını incelemek gerekir. Faiz, repo-ters repo, tahviller hükümetin piyasalara müdahil olma amaçlarıdır. Gelin beraber inceleyelim.

Türkiye’de enflasyonda son bir buçuk yılda hızlı bir artış yaşandı. Buna karşılık talep canlı kalmaya devam etti. Ekonominin belki de en geçerli yasalarından birisi olan talep yasasına göre, düşük mal olarak nitelenen mallar hariç tutulursa, fiyatı artan mala yönelik talebin düşmesi gerekir. Oysa Türkiye’de tam tersi oluyor: Fiyatlar hızla arttığı halde fiyatı yükselen mallara yönelik talep de artıyor. Çelişkili gibi görünen bu durumu açıklamak için iki değişkene yakından bakmamız gerekiyor: Enflasyon ve faiz. Mevcut enflasyon oranı resmi verilere göre yüzde 85, buna karşılık bankaların mevduata verdiği faiz yüzde 20 dolayında. TCMB’nin piyasa katılımcıları anketinde 12 ay sonrası (Kasım 2023) için beklenen enflasyon oranı yüzde 37,5. Bunu eğer genel beklenti olarak kabul edersek reel faiz [(1 + Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) -1 =] yüzde eksi 12,7 çıkıyor. Bu durumda bankaya mevduat yapmak satın alma gücü kaybı yaratacağı için büyük tasarruf sahipleri gayrimenkul alımına, borsaya, otomobillerini yenisiyle değiştirmeye yönelirken, bunları alma imkânı olmayan küçük tasarruf sahipleri ileride daha da artacağını düşündüğü malları satın alıp stoklamaya ve kısmen borsaya yöneliyor. Özetle Türkiye’de ortaya çıkan bu faiz enflasyon tutarsızlığı nedeniyle bir çeşit paradan kaçış süreci yaşanıyor ve bu süreç enflasyonu da körüklüyor. Olayı analiz edemeyenler, piyasa ekonomisinde hiçbir değeri olmayan ‘fahiş fiyat’ söylemine inanarak hep birlikte marketleri suçlamaya yöneliyor.

Son döneme kadar tasarruf sahiplerinin bir bölümü anaparayı korumak için döviz alımına da yöneliyordu, bankaların döviz mevduatı tutması cezalandırılmaya başlayınca bankaların müşterilerini farklı alanlara yönlendirmesi sonucu dövize talep eskisine göre düştü.

Faiz yükseldikçe tahvile yönelik talep artarken borsaya yönelik talep düşer. Bizde faiz, enflasyonun çok gerisinde olduğu için tahvil ve bonoya yönelik kişi ve şirket talebi yok denecek kadar düşük kalıyor. Buna karşılık bankalar, açtıkları kredilerle tahvil alımları arasında mevzuatla kurulan zorunlu bir ilişki nedeniyle düşük faizli olmasına karşılık bu tahvilleri almak zorunda kalıyorlar. Bir başka deyişle satılıyor görünen düşük faizli tahviller, tümüyle ‘baskı altında oluşmuş talepten’ kaynaklanıyor.

Faizlerin, enflasyonun çok altında kalması sonucu gerçek kişiler ve şirketler fazla fonlarını borsaya yatırmayı tercih ediyor. Son dönemlerde borsada ortaya çıkan normal dışı yükselişler tümüyle bu ‘yönlendirilmiş talepten’ kaynaklanıyor. Bir derenin yatağını değiştirmek için önüne bir duvar yaparsanız dere başka tarafa doğru akmaya başlar. Aşağı yukarı borsada olan budur. Borsayı hiç düşünmemiş olanlar bile faizden getiri elde edemeyeceğini, anaparasını koruyamayacağını görünce tasarrufunu hisse senetlerine yatırmaya yöneliyor ve o nedenle hisse senetlerinin değerleri, dolayısıyla BIST 100 endeksi fırlayıp gidiyor.

Bu zorlama ekonomi politikası şimdilik tüketim ağırlıklı büyümeye ve istihdama destek oluyor gibi görünse de başta gayrimenkul ve borsa olmak üzere çeşitli alanlarda balonlar oluşmasına yol açıyor.

Böyle bir ortamda ‘borsa rekorlara doymuyor, demek ki ekonomi iyi gidiyor’ demek gerçekçi değil. Günü gelip de faiz enflasyon düzeyine çıkarılmak zorunda kalınınca o rekorlara doymayan borsadaki hisse değerleri ve gayrimenkul fiyatları bu kez çöküşlere doymaz hale gelecek.

Forex İçin Enflasyonun Önemi

Forex İçin Enflasyon Önemi

Enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki düzenli artışa bağlı olarak alım gücünüzün düşmesi ya da başka bir deyişle fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artış göstermesi ve buna bağlı olarak paranızın değerinin azalmasıdır.

Tek seferlik genel bir fiyat artışı ya da yalnızca belirli bir malın fiyatının yükselmesi, hesaplama yaparken dikkate alınacak unsurlar değildir. Fiyatlardaki artış düzeyi belirlenirken pek çok mal ve hizmet hesaba katılır ve fiyatların düzenli olarak yükselişi değerlendirilir.

Enflasyon Nasıl Hesaplanır?

Enflasyon oranı, farklı amaçlara hizmet eden pek çok mal ve hizmetin belirli endeksler doğrultusunda resmi istatistik kurumlarınca hesaplanması ile tespit edilir. Bu hesaplamalar belirli periyodlar baz alınarak yapılır. Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, Hizmet Üretici Fiyat Endeksi gibi endeksler üzerinden de hesaplama yapılsa da en temel iki endeks Tüketici Fiyat Endeksi ve Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksidir.

Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Nedir?

TÜFE, standart bir hanenin farklı alanlarda satın alabileceği mal ve hizmetlerin fiyatlarındakiartışın oranını ifade eder. TÜİK’in Şubat 2022 raporuna göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık %54,44 artarken, aylık %4,81 artmıştır. Yani endeks çerçevesinde gözlemlenen ürünler ortalama olarak bir önceki yılın şubat ayına oranla %54,44 daha pahalı hale gelmiştir.

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Nedir?

Yİ-ÜFE, yurt içi pazarda satılmak üzere üretimi yapılan mal ve hizmetlerin üreticiye olan maliyetlerindeki değişimi ifade eder. TÜİK’in şubat 2022 raporuna göre Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %105,01 artarken, aylık %7,22 artmıştır. Yani çeşitli alanlarda yapılan araştırma doğrultusunda yurt içi pazarında satılmak üzere üretim gerçekleştiren ürünlerin maliyeti geçen yılın şubat ayına göre %105.01 artmıştır.

Enflasyon Oranını Artıran Faktörler Nelerdir?

Enflasyon, bir dizi fiziksel ve psikolojik koşulun sonucu olarak artabilir. Tüketici taleplerinin artması, maliyeti etkileyen gelişmeler, piyasadaki para arzı ve toplumun enflasyona yönelik beklentileri, enflasyonu artıran temel nedenlerdir.

Talep enflasyonu

Talep enflasyonu, piyasalara sunulan mal ve hizmetlerden daha fazlasının tüketici tarafından talep edilmesi sonucu oluşur. Üreticiler mal ve hizmet arzında yetersiz kalır, ürünlere ulaşmak daha zor hale gelir. Bu da aylık ve yıllık enflasyonu yükseltir.

Maliyet Enflasyonu

Maliyet enflasyonu, mal ve hizmet üretimi esnasında kullanılan ham maddelerin ya da iş gücünün maliyetinin yükselmesi sonucunda arzın azaldığı durumlarda oluşur. Afetler, ambargolar, ticari politika değişimleri gibi pek çok neden, maliyet enflasyonuna sebep olabilir.

Para Arzı

Piyasaya arz edilen paranın talep edilen miktardan fazla olması, mal ve hizmetlere olan talepte bir artışa sebep olur. Bu talep artışını karşılamak adına üreticiler ek yatırımlar yapma ihtiyacı duyarlar. Yeni yatırımlar da üreticinin daha fazla harcama yapmasına, buna bağlı olarak da ürün ve fiyatlarda yükselişe sebep olur.

Enflasyon Beklentisi

Üretici ve tüketicinin, fiyatların artacağını öngörerek, ekonomik beklentilerini buna göre kurgulaması, fiyat artışını besler. Bu beklenti, satın alma gücünde düşüş olmasını istemeyen çalışanların daha yüksek ücret talep etmesi, bu talebi karşılayan tüketicilerin maliyetinin artması ve bu maliyeti karşılamak için fiyatların artması şeklinde ilerleyen bir döngüyü tetikler. Bu döngü, fiyatların seviyesini bir kartopu gibi adım adım büyütür.

Enflasyon türleri

Ilımlı Enflasyon

Mal ve hizmetlerin fiyatlarında düşük miktarda bir artış varsa bu artışa ılımlı enflasyon adı verilir. Ülkelerin içinde bulunduğu durum ve koşullara göre ılımlı olarak tanımlanabilecek enflasyon oranı değişir. Fiyatlardaki yüksek artışın ülke ekonomisinde yaratabileceği olumsuz etkiler bu türde çok az görülür ya da görülmez.

Yüksek Enflasyon

Mal ve hizmetlerin fiyatlarının, ülke ekonomisini olumsuz etkileyebilecek seviyede artışı yüksek enflasyon anlamına gelir. Fiyatların hızla yükselmesine bağlı olarak paranın değeri belirsizleşebilir ve farklı yatırım araçlarına yönelim gerçekleşebilir.

Hiperenflasyon

Genellikle olağanüstü şartlara bağlı olarak fiyatların çok dar zaman aralıklarında bile aşırı arttığı durumlarda meydana gelen bir enflasyon türüdür. Yıllık ve aylık gibi geniş tutulan hesaplama aralıkları gitgide düşer ve para birimi hızla değerini yitirmeye hatta işlevsizleşmeye başlar. Bu durum pek çok ticari faaliyetin yabancı para birimleri referans alınarak gerçekleşmesine ve bu para birimlerine olan talebin artmasına sebep olur. Bu tür gelişmelerin ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri oldukça yüksektir.

Enflasyonun Etkileri

Enflasyonun türü, etkisinin büyüklüğünü belirler. Hiperenflasyon seviyesine ilerledikçe, olumsuz etkileri de artar. Bu olumsuz etkilerden bazıları şunlardır:

  • Mal ve hizmetlerin fiyatlarının yükselmesi, aynı gelir ile çok daha az ürün satın alınabilmesi anlamına gelir. Bu sebeple eğer gelirler aynı ölçüde artmıyorsa alım gücünde ciddi bir düşüş yaşanabilir.
  • Para biriminin yaşadığı değer kaybı, yerel para birimi üzerinden yapılan yatırımlara oldukça temkinli yaklaşılmasına sebep olur. Bunun sonucu olarak da yatırımlar azalır. Bu duruma engel olmak için devletler çeşitli önlemler alabilir. Ülkemizde yakın zamanda devreye giren kur korumalı mevduat hesabı, bu konuda alınan önlemlerden biridir.
  • Aynı zamanda tasarruflarda da azalma görülür, çünkü gelecekte fiyatının artacağı öngörülen ürün için tüketici zaman kaybetmek istemez. Tasarrufların azalması çoğu zaman istenmeyen bir durumdur.
  • Hem sektörler arasında hem de halk içinde gelir dağılımındaki düzensizlik artar, sabit maaşlı çalışanların enflasyon düzeyinde gelir artışı sağlayamaması satın alım güçlerinde ciddi düşüşe sebep olabilir. Fiyat artışının az etkilediği gelir gruplarındaki insanların alım gücü görece yükselir. Sektörlerin bazıları da artan fiyatlara bağlı olarak daha fazla pay elde ederken bazı sektörlerde talep çok azalabilir ve ciddi gelir kayıpları yaşanabilir.

Enflasyonun Piyasalara Etkisi

Enflasyonun sonucu olarak yerel para birimi, yabancı para birimlerine karşı değer kaybeder. Bu da döviz yatırımlarına olan ilgiyi artırır. Yerel para birimine olan güvenin ciddi miktarda azalması, parasının değerini korumak isteyen yatırımcıların başka finansal ürünlere yönelmesi anlamına gelir. 

Bu koşullar yatırımcı psikolojisini etkiler ve piyasalara olan ilgi canlanır. Güvenilir finansal ürünlerin ticaretiyle ya da bu ürünlere yatırım yaparak ticari kazanç elde etmek isteyen aktörler, piyasaların yönünü direkt olarak etkiler.

Enflasyonun Piyasalara Olan Etkisinden Korunmak

Enflasyonun yükseldiği dönemlerde riskleri minimuma indirmek ve maksimum ticari kazancı garanti altına almak kritik önem taşır.

Yatırımlarınızı düzenli takip edebileceğiniz, piyasa verilerini izleyebileceğiniz, haberlere ve analizlere ulaşabileceğiniz bir çözüm ortağı, ekonomik koşulların yarattığı belirsizlik ortamında güvenle hareket etmenize olanak sağlar.

Forex ve Para Piyasaları

Forex ve Para Piyasaları

Forex ve Para piyasalarını bu yazıda kısaca inceleyeceğiz.Kısa vadeli yani vadesi en çok bir yıl olan fon arz ve talebinin karşılaştığı, şirketlerin, devletin ve bireylerin kısa vadeli borç aldıkları veya verdikleri piyasalara para piyasasındenir. En fazla vade 1 yıl olmasına karşın ortalama vade süreleri genellikle 1 ile 120 gün arasında değişir. Para piyasaların ekonomideki en önemli görevleri ekonomik
birimlerin nakit pozisyonlarını zaman ve miktar yönünden ayarlamalarına katkı sağlamasıdır.
Para Piyasalarının Başlıca Enstrümanları;
 Hazine Bonoları
 Ticari Krediler
 Repo-Ters Repo
 Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler
 Finansman Bonoları
Hazine Bonoları: Devletin kısa vadeli fon ihtiyacını karşılamak için döviz veya
yerel para cinsinden çıkardığı iç borçlanma senetleridir.

Repo- Ters Repo: Bono ve tahvil gibi sabit getirili bir menkul kıymetin, belirli bir
süre sonunda önceden tespit edilmiş şartlarla geri alma taahhüdünde bulunarak
satımıdır. Menkul kıymeti geri satmak üzere alan taraf da ters repo yapmış olur.
Ticari Krediler: Satıcı kredileri olarak da ifade edilen ticari krediler işletmeler
tarafından sıklıkla kullanılan kısa vadeli fon kaynaklarıdır.
Finansman Bonoları: İşletmelerin kısa vadeli fon ihtiyaçlarını karşılamak için
çıkardıkları teminatsız borçlanma senetleridir. Finansman bonoları genellikle büyük ve
itibarlı işletmeler tarafından çıkarılmaktadır.
Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler: İşetmelerin fon ihtiyaçlarını karşılamak için
alacaklarını ve sabit varlıklarını karşılık göstererek çıkardıkları menkul kıymetlere
‘Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler’ denir.
Para Piyasasının Temel Kurumları
 Ticari Bankalar
 Katılım Bankaları
 Merkez Bankaları

Sermaye Piyasaları
Sermaye Piyasası orta, uzun vadeli fonların arz ve talebinin karşılaştığı piyasalardır.
Hisse senedi, tahvil ve benzeri pazarlanabilir menkul kıymetlerin alınıp satıldığı
örgütlenmiş ve uzmanlaşmış finansal piyasalardır. Sermaye piyasasının bir ülke için
önemi, tasarrufların menkul kıymetler aracılığı ile işletmelere ve ekonomiye
aktarılmasını sağlamasıdır. Kısacası atıl bir varlık kenarda kalmayacak her şey
ekonomide değer edileceği şekilde kullanılacaktır.
Birincil ve İkincil Sermaye Piyasaları
Birincil sermaye piyasası, menkul kıymetlerin ilk kez alınıp satıldığı piyasalardır.
Ekonomideki tasarrufların firmaların ve devletin finansmanı amacıyla dağıtımın
yapıldığı bir yer olarak kabul edilen birincil piyasaların en önemli fonksiyonu; menkul
kıymetlerin satışı sonucunda ihraççı kuruluşların bünyelerine taze para olarak yeni
sermaye girişi sağlamalarıdır. İkincil sermaye piyasaları ise, daha önceden alım
satıma konu olmuş menkul kıymetlerin el değiştirdiği piyasalardır.

Sermaye Piyasaları Araçları
 Menkul Kıymetler
 Diğer Sermaye Piyasası Araçları
 Türev Araçlar

 Varantlar

Menkul Kıymetler: Menkul kıymetler, Para, çek, poliçe ve bono hariç
olmak üzere; paylar, pay benzeri diğer kıymetler ile söz konusu paylara ilişkin depo sertifikalarını ve Borçlanma araçları veya menkul kıymetleştirilmiş varlık ve gelirlere dayalı borçlanma araçları ile söz konusu kıymetlere ilişkin depo sertifikaları olarak tanımlanmıştır.
Diğer Sermaye Piyasası Araçları: Borçlanma Araçları yani, Tahviller, paya
dönüştürülebilir tahviller, değiştirilebilir tahviller, finansman bonoları.
Türev Araçlar: Türev Araçlar, dayanak varlığın getirisine bağlı olarak getiri elde
edilmesini sağlayan bir finansal araçtır. Türevden kasıt bir başka menkul kıymetin değerine bağlı olarak fiyatı belirlenen araçlardır. Vadeli satım sözleşmeleri, vadeli işlem sözleşmeleri, swap ve opsiyonlardır.
Varantlar: Elinde bulunduran kişiye dayanak varlığı ya da göstergeyi, önceden
belirlenen bir fiyattan, belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi teslimat ya da nakit uzlaşı ile kullanıldığı menkul kıymet niteliğinde bir araç olarak tanımlanmaktadır.

Para Piyasası Sermaye Piyasası Karşılaştırması
Para piyasaları ve sermaye piyasalarının en temel ayrımı vade süreleridir. Para
piyasasında vadeler kısa süreli en fazla 1 yıl sürerken sermaye piyasalarında bu süre
orta uzun vadeli işlemleri kapsar. Hatta denebilir ki azami süre sonsuza kadar gidebilir.
Para piyasaları enstrümanları kısa süreli hazine bonoları, mevduat sertifikaları,
bankerin kabulü, ticari gazeteler, repo-ters repo, gibi işlemlerdir. Bundan kaynaklı
daha düşük risk içerir ve menkul kıymet sahiplerine ödenen faizin daha düşük olması
gibi durumlar söz konusudur.
Sermaye piyasaları ise borç sermayesi ve hisse senedi, tahvil, opsiyon, vadeli işlemler
gibi öz sermaye kullanımıyla uzun vadeli finansman sağlar. Sermaye piyasalarının
kapsamı para piyasalarına göre çok daha geniştir. Borsalardan ve karşı pazarlar
üzerinden organize platformlardan oluşmaktadır. Birincil piyasa, ikincil piyasa,
kısmen dahil edilebilir üçüncü ve dördüncü piyasalardan oluşmaktadır.  Sermaye
piyasaları, işlem gören menkul kıymetlerin iyi kredi derecelendirmelerine sahip
olmasını sağlamak için Menkul Kıymetler ve Mübadele Komisyonu'nun sıkı
düzenlemeleri altındadır, böylece dolandırıcılık oluşabilir. Günümüzde henüz bir
zemine oturmamış kripto para borsaları da bu konu altında incelenebilir. SEC
tarafından Ripple (Xrp) coinine açılmış menkul kıymet davası da bu başlık altında
incelenebilir.

2023 Enflasyon Beklentisi

2023 Enflasyon Beklentisi

İki tür enflasyon var: Talep enflasyonu, maliyet enflasyonu. Eğer bir ekonomide para, maldan çoksa o zaman talep enflasyonu oluşur. Yani ekonominin üretip de piyasaya arz ettiği mal ve hizmetler, insanların bunları satın almak için sahip olduğu imkânlardan daha az ise o zaman fiyatlar yükselir. Bunu önlemenin iki yolu vardır: Üretimi artırmak ve/veya faizi artırmak. Üretimi artırmak kısa vadede kolay değildir, yeni yatırımlar gerektirir. O zaman faizi artırarak insanların ellerindeki parayı harcamayıp tasarruf etmesini sağlamak yani talebi kısmak gerekir. Maliyet enflasyonu; üretimde kullanılan faktörlerin ve girdilerin fiyatlarının artmasıyla oluşur. Ücretler, kiralar, faizler ya da girdi olarak kullanılan petrol, doğal gaz, elektrik, hammadde, yarı mamul maddelerin fiyatları artmışsa maliyetler artmaya, fiyatlara yansımaya ve dolayısıyla enflasyonu yükseltmeye başlar. Maliyet enflasyonunu önlemek bir ölçüde bizim elimizdedir bir ölçüde değildir. Örneğin enerji fiyatları artmışsa ve biz bunları ithal ediyorsak o zaman karşımıza maliyet enflasyonunun özel bir hali olan ‘ithal edilmiş enflasyon’ çıkar.

Türkiye’de son yıllarda yaşadığımız enflasyonun altında bizim gibi dolarizasyon etkisindeki ülkelerde maliyet enflasyonunun bir nedeni olan ulusal paranın dış değer kaybı çok önemli bir yer tutuyor. Türkiye’nin risklerinin yükselmesi nedeniyle TL, yabancı paralar karşısında hızla değer kaybediyor. TCMB’nin faiz indirimine başladığı Eylül 2021’den bugüne kadar TL’nin Dolara karşı değer kaybı yüzde 52, aynı dönemde enflasyondaki artış 3,4 kat olmuş.

Aşağıdaki grafik Türkiye’nin faizi düşürerek enflasyonu düşürme deneyiminin sonucu olarak gelinen bugünkü durumu gösteriyor (grafikte kullanılan verilerden enflasyon verileri TÜİK’den, TCMB faizi verileri de TCMB sitesinden alınmıştır):

Görüleceği gibi TCMB’nin faizi düşürerek başladığı enflasyonu düşürme girişimi tam tersine enflasyonu artırmakla sonuçlanmış bulunuyor. Bununla birlikte Ocak başından itibaren enflasyonda peş peşe düşüşler yaşanacak. Yaşanacak bu düşüşlerin tümüyle baz etkisiyle ortaya çıkacak bir gelişme olacağını, uygulanan yaklaşımla bir ilgisinin kurulamayacağını, şimdiden belirtelim.

Aynı dönemde, bizim kadar olmasa da kendi ölçülerine göre yüksek enflasyon sorunu yaşamaya başlayan ABD’de, merkez bankası (Fed) faiz artırımına girişmiştir. Oradaki gelişmeleri de aşağıdaki grafikte sunuyorum (grafikte kullanılan verilerden enflasyon verileri www.tradingeconomics.com , Fed faizi verileri de Fed’in sitesinden alınmıştır):

Eylül 2021 ile Mart 2022 arasında enflasyondaki yükselişi, büyüme düşmesin diye faizi artırmayarak yönetmeye çalışan Fed, bunun olmayacağını görünce Mart ayında faizi artırmaya başladı. İlk iki artış 0,50 puandı ve fazlaca etkili olmadı. Üçüncü artış 1 puana yükselip, sonrakiler de 0,75 puan olarak devam edince enflasyon düşüşe geçti. Fed’in faiz artırımındaki zaman kaybı yaklaşık beş aydır. Eğer faiz artırımına 2021 yılının son çeyreğinde başlasaydı enflasyon bugün muhtemelen yüzde 4 – 5 arasında olacaktı. Avrupa Merkez Bankası, resesyon korkusu nedeniyle faiz artırımına başlamakta çok daha geç kaldığı ve hala düşük oranlarda artış yaptığı için enflasyon oranı yüzde 10,6’da bulunuyor ve yükselmeye devam ediyor.

Bir örnek de Rusya’dan verelim. Ukrayna savaşı başlamadan önce Rusya’da enflasyon yüzde 9,2, Merkez bankası faizi de yüzde 8,5 idi. Savaş başlayınca enflasyon yüzde 17,8’e fırladı. Rusya Merkez Bankası faizi yüzde 20’ye yükseltti. Bu ani reaksiyon sonucu enflasyon hızla düşmeye başladı. Enflasyon düştükçe Rusya Merkez Bankası faizi de düşürdü. Bugün enflasyon yüzde 12,6, Merkez Bankası faizi de yüzde 7,5.

Ocak Ayından İtibaren Enflasyon Düşecek Sakın Şaşırmayın

Gemlik ilçesine doğru yaklaşırken bir tabela görürsünüz, üzerinde şöyle bir yazı: “Gemlik’e doğru denizi göreceksin sakın şaşırma.” Orhan Veli’nin şiirinden alınmış bu dizeyi okusanız bile denizi görünce yine de şaşırırsınız. Bugünden söyleyelim: “Ocak ayı başında enflasyonda hızlı bir düşüş göreceksiniz ve düşüş Hazirana kadar sürecek sakın şaşırmayın.”

Ne demek istediğimi açıklamak için öncelikle geçen yılın Aralık ayından bu yılın Haziran ayına kadar gerçekleşen aylık enflasyon oranlarını gösteren bir tablo sunayım (veriler TÜİK, Tüketici Fiyat Endeksi Haber Bülteni, Ekim 2022 ve ekleri.)

Tabloda yer alan aylık enflasyon oranları Aralık 2021’den itibaren Mayıs 2022’ye kadar gerçekleşen aylık enflasyon oranlarıdır. Bunların toplamı 45,18’dir. Kasım 2022 itibarıyla 12 aylık enflasyon oranı yüzde 84,39 olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Aralık ayından itibaren aylık enflasyon oranlarının yüzde 2 olacağını varsayalım. Bu durumda 2021 Aralık – 2022 Mayıs arasında gerçekleşen 45,18 puan endeksten çıkacak yerine yeni gerçekleşme olarak tahmin ettiğimiz yüzde 12 oranı girecek demektir (tablonun son sütunu.) Bu hesaba göre Mayıs 2023’de yani seçimden bir ay önce 12 aylık enflasyon oranı kabaca yüzde 50’ler düzeyine gerilemiş olacaktır (hesaplama endeks değerleri üzerinden yapılır ama burada olayı basitleştirmek için biraz hatalı bir hesaplamayı göze alarak böyle bir gösterimi seçtim.) Böylece iktidar, seçime girerken enflasyonu 35 – 40 puan düşürme başarısını ve faizi düşürerek enflasyonun nasıl düşürüldüğünün öyküsünü anlatma aşamasına gelecektir. Geçmiş deneyimlerimizden hareketle çoğunluğun bu geçmişi unutacağını, enflasyonu yüzde 19’dan yüzde 85’e kimin, hangi yanlış politikayla çıkardığını sormak yerine enflasyondaki düşüşe odaklanacağını söyleyebiliriz.

Ekonomi ve finans bilimlerinde bu anormal iniş veya çıkışlardan sonra normal duruma dönüşe baz etkisiyle oluşan değişim ya da kısaca ‘baz etkisi’ adı veriliyor. İki dönem arasındaki değişim hesaplanırken, değişime esas alınan dönemde normalden önemli ölçüde düşük veya yüksek bir gerçekleşme olmuş ve karşılaştırılan dönemde aynı anormallik tekrarlanmamışsa bu kez gerçekleşme normal düzeyde oluşacak ve söz konusu göstergede hızlı bir düşüş ya da artış ortaya çıkacaktır. Baz etkisini bir örnekle açıklayalım. Aralık 2021’de aylık enflasyonun yüzde 13,58 ile anormal bir artış gösterdiği dönemi başlangıç dönemi olarak alalım. 2022 yılı Aralık ayı normale döndüğü için enflasyonda yüzde 3 oranlı bir artış olduğunu varsayalım. Bu durumda iki dönem arasındaki 10,58 puanlık eksi fark 12 aylık enflasyonda 10 puan dolayında düşüşe yol açacaktır. İşte bu şekilde anormal bir durumdan normal bir duruma geçilirken oluşan farklara baz etkisi deniyor.

Enflasyonun 2021 Eylül ayında yıllık yüzde 19’dan başlayıp 2022 yılı Kasım ayında yüzde 85,51’e yükselmesinin nedeni faizi düşürmeye yönelik yanlış para politikasıdır ve ülke ekonomisini bir yılda inanılmayacak derecede pahalı hale getirmiştir. Öte yandan bu yanlış para politikasını sürdürebilmek için sürekli olarak kura müdahale etmek üzere döviz satışı yapılması gerekmiş ve milyarlarca dolarlık döviz satışı yapılmıştır. Bunun bir yansıması Merkez Bankası finansal tablolarından hesaplanan swap hariç net döviz rezervlerinde görülebilir. Bu gösterge uzun bir süredir eksi 50 – 60 milyar dolar arasında seyretmektedir.

Dikkat çekmek istediğimiz konu şudur: Önümüzdeki dönemde enflasyonda yaşanacak düşüşün faiz indirimiyle hiçbir ilgisi olmayacak tamamen baz etkisiyle ortaya çıkacaktır. Bu düşüş Enflasyonda oluşacak bu düşüşe karşın hayat pahalılığı devam edecek ve vatandaşın sandığı gibi fiyatlar düşmeyecek, daha yavaş artmaya devam edecektir. Bugünkü yapısına baktığımızda, enflasyonun, baz etkisi ve dövize müdahale yoluyla düşmesinin sınırı yüzde 30’lar gibi görünüyor. Enflasyonun bu direnç sınırının altına düşürülebilmesi için toplumun geleceğin daha iyi olacağına, ekonomide doğru adımlar atılacağına ikna edilmesine ve yapısal reformların başlatılmasına gerek vardır. Bunun dışındaki söylemler hayal tüccarlığıdır.

Para Piyasası Sermaye Piyasası Karşılaştırması

Para Piyasası Sermaye Piyasası Karşılaştırması

Sanayi devriminden sonra bugüne değin ekonomide yaşanan dönüşüm, gelinen noktada uluslararası para ve sermaye piyasalarını ekonominin bütünü içinde merkeze taşımıştır diyebiliriz. Bu makalede para piyasalarını ve kapsamını, sermaye piyasaları ve kapsamını ele alıp karşılaştırmalı analizini yapacağız.

Para Piyasaları

Kısa vadeli yani vadesi en çok bir yıl olan fon arz ve talebinin karşılaştığı, şirketlerin, devletin ve bireylerin kısa vadeli borç aldıkları veya verdikleri piyasalara para piyasası denir. En fazla vade 1 yıl olmasına karşın ortalama vade süreleri genellikle 1 ile 120 gün arasında değişir. Para piyasaların ekonomideki en önemli görevleri ekonomik birimlerin nakit pozisyonlarını zaman ve miktar yönünden ayarlamalarına katkı sağlamasıdır.

Para Piyasalarının Başlıca Enstrümanları;

  • Hazine Bonoları
  • Ticari Krediler
  • Repo-Ters Repo
  • Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler
  • Finansman Bonoları

Hazine Bonoları: Devletin kısa vadeli fon ihtiyacını karşılamak için döviz veya yerel para cinsinden çıkardığı iç borçlanma senetleridir.

Repo- Ters Repo: Bono ve tahvil gibi sabit getirili bir menkul kıymetin, belirli bir süre sonunda önceden tespit edilmiş şartlarla geri alma taahhüdünde bulunarak satımıdır. Menkul kıymeti geri satmak üzere alan taraf da ters repo yapmış olur.

Ticari Krediler: Satıcı kredileri olarak da ifade edilen ticari krediler işletmeler tarafından sıklıkla kullanılan kısa vadeli fon kaynaklarıdır.

Finansman Bonoları: İşletmelerin kısa vadeli fon ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları teminatsız borçlanma senetleridir. Finansman bonoları genellikle büyük ve itibarlı işletmeler tarafından çıkarılmaktadır.

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler: 3İşetmelerin fon ihtiyaçlarını karşılamak için alacaklarını ve sabit varlıklarını karşılık göstererek çıkardıkları menkul kıymetlere “Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler” denir.

Para Piyasasının Temel Kurumları

  • Ticari Bankalar
  • Katılım Bankaları
  • Merkez Bankaları

 

Sermaye Piyasaları

Sermaye Piyasası orta, uzun vadeli fonların arz ve talebinin karşılaştığı piyasalardır. Hisse senedi, tahvil ve benzeri pazarlanabilir menkul kıymetlerin alınıp satıldığı örgütlenmiş ve uzmanlaşmış finansal piyasalardır. Sermaye piyasasının bir ülke için önemi, tasarrufların menkul kıymetler aracılığı ile işletmelere ve ekonomiye aktarılmasını sağlamasıdır. Kısacası atıl bir varlık kenarda kalmayacak her şey ekonomide değer edileceği şekilde kullanılacaktır.

Birincil ve İkincil Sermaye Piyasaları

Birincil sermaye piyasası, menkul kıymetlerin ilk kez alınıp satıldığı piyasalardır. Ekonomideki tasarrufların firmaların ve devletin finansmanı amacıyla dağıtımın yapıldığı bir yer olarak kabul edilen birincil piyasaların en önemli fonksiyonu; menkul kıymetlerin satışı sonucunda ihraççı kuruluşların bünyelerine taze para olarak yeni sermaye girişi sağlamalarıdır. İkincil sermaye piyasaları ise, daha önceden alım satıma konu olmuş menkul kıymetlerin el değiştirdiği piyasalardır.

Sermaye Piyasaları Araçları

  • Menkul Kıymetler
  • Diğer Sermaye Piyasası Araçları
  • Türev Araçlar
  • Varantlar

Menkul Kıymetler:  Menkul kıymetler, Para, çek, poliçe ve bono hariç olmak üzere; paylar, pay benzeri diğer kıymetler ile söz konusu paylara ilişkin depo sertifikalarını ve Borçlanma araçları veya menkul kıymetleştirilmiş varlık ve gelirlere dayalı borçlanma araçları ile söz konusu kıymetlere ilişkin depo sertifikaları olarak tanımlanmıştır.

Diğer Sermaye Piyasası Araçları: Borçlanma Araçları yani, Tahviller, paya dönüştürülebilir tahviller, değiştirilebilir tahviller, finansman bonoları.

Türev Araçlar: Türev Araçlar, dayanak varlığın getirisine bağlı olarak getiri elde edilmesini sağlayan bir finansal araçtır. Türevden kasıt bir başka menkul kıymetin değerine bağlı olarak fiyatı belirlenen araçlardır. Vadeli satım sözleşmeleri, vadeli işlem sözleşmeleri, swap ve opsiyonlardır.

Varantlar: Elinde bulunduran kişiye dayanak varlığı ya da göstergeyi, önceden belirlenen bir fiyattan, belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi teslimat ya da nakit uzlaşı ile kullanıldığı menkul kıymet niteliğinde bir araç olarak tanımlanmaktadır.

Forex’te Kaldıraç Oranı 

Forex’te Kaldıraç Oranı

Forex’te kaldıraç, sermaye-kredi oranına bağlı olarak forex şirketinin yaptığınız yatırıma borç vermeye hazır olduğu yatırım fonlarının tutarıdır.

Forex şirketinin sunduğu toplam kaldıraç miktarı sabit değildir. Forex şirketleri, bazı durumlarda 1:100 veya üzerine ulaşabilen oranlar sunar. Forex kaldıracı genellikle bir oran olarak ifade edilir. Bu örnekte, 1$’lık özsermaye ile 100$’a kadar pozisyon açabileceğiniz anlamına geliyor.

Yeni Başlayanlar İçin Uygun Kaldıraç Oranı Nedir

Şimdi yeni başlayan bir kişi için en iyi kaldıraç seviyesinin ne olduğunu görelim. Birçok acemi, kısa sürede daha fazla para kazanmak istedikleri için kaldıraç odaklı kazanma stratejisine ilgi duyar.

Ancak, kaldıracın beraberinde belirli riskler getirdiğini de unutmayın. Kaldıraçlı yatırım yaparken en azından para yönetimi ile doğrudan ilgili kavramları anlamanız gerekir, örneğin:

  • Hesabınızın Bakiyesi ve Özsermayesi;
  • Teminat;
  • Serbest teminat;
  • Hesap Seviyesi;
  • Teminat Tamamlama Çağrısı ve Stop Out

Bu kavramlardan herhangi birine yabancı hissediyorsanız, anlaşılır örneklerle detaylı tanımları için bu yazıyı okuyun.

Ayrıca, Forex piyasasına yeni başlayanlar için kaldıraç kullanmanın artılarını ve eksilerini tartmak ve ne tür bir kaldıraca ihtiyacınız olduğunu bilerek oranı belirlemek sizin için faydalı olacaktır.

Kaldıraç kullanmanın avantajları

Öncelikle, acemi bir işlemci için kaldıracın avantajlarına bir göz atalım:

1. Çok çok yüksek kâr elde etme olasılığı

Forex’te kaldıraç kullanmak, yatırımcılara büyük oynamak için bakiyelerini artırma fırsatı verir.

En iyi kaldıraç oranı örneği

Örneğin, hesabında sadece bin dolar olan bir işlemci, Forex piyasasında fiilen 1:50 kaldıraçla 50 bin dolar veya 1:100 kaldıraçla 100 bin dolarlık işlem yapabilir. Açmak gerekirse, bu işlemci kendi fonlarından 1.000 dolar kaybetme riskiyle karşı karşıyadır, ama pozisyon %100 teminat ve 1:100 kaldıraçla açılır ve başarılı olursa, 100.000 ABD Doları kâr elde eder.

2. Sermaye verimliliğini artırmak

Örneğin, hesap bakiyeniz 1000$ ise ve 1:100 kaldıraç kullanıyorsanız, aslında 100.000$’ı yönetebilirsiniz. Bu, çeşitli yatırım araçlarında daha fazla pozisyon açma ve risklere karşı ek koruma için hedging teknikleri uygulama fırsatına sahip olduğunuz anlamına gelir (hedging ve hedging stratejileri burada detaylarıyla anlatılmıştır). Bu, portföyünüzü çeşitlendirmenize, riskleri azaltmanıza ve kâr etme şansınızı artırmanıza olanak tanır.

3. Düşük giriş seviyesi

Bir önceki örnek üzerinden giderek bu avantaja bir bakalım – hesabınızda 1.000 dolarınız var. Diyelim ki kaldıraç kullanmıyorsunuz, yani 1:1 oranında bir pozisyon açtınız.

Bu koşullar altında, en iyi ihtimalle, EUR/USD çiftinde bile minimum 0,01 lot ile bir pozisyon açabilirsiniz.

Bunun nedeni, Forex’te bir lotun genellikle 100.000 para birimine eşit olmasıdır. Diğer bir deyişle, Forex piyasasında en çok işlem gören çiftlerden biri olan EURUSD çiftinde minimum pozisyon açmak için 100.000 * 0,01 * 1,17470 = 1.174,70 USD’ye ihtiyacınız vardır.

Hesabınızdaki 1.000 dolar ile kaldıraçsız olarak, bu kadar küçük bir pozisyon açma olanağınız olmaz. Bununla birlikte, büyük kaldıraç sayesinde, 50-100 dolarlık küçük bir bakiyesi olan kişiler bile, profesyonellerle eşit düzeyde işlem yapma ve yatırım sanatına erişme şansına sahiptir.

4. Olumlu finansal koşullar

Daha önceleri, forex şirketlerinin kaldıraç sunmadığı zamanlarda, kaldıraçlı işlem yapmak için tek şansınız, bankalardan çok sınırlı miktarda yüksek faiz oranları, büyük teminatlar ve garantiler ile borç almaktı.

Ciddi rekabetin oluşmasıyla birlikte, Forex şirketleri müşteri çekmek için çok az miktarda bakiye ve asgari komisyon ile büyük kaldıraç oranları sunmaya başladı. Gün içinde işlem yaparsanız, kaldıraç kullanmak neredeyse ücretsiz olur. Pozisyonu bir gece sonrasına kadar tutmaya karar verirseniz, SWAP’ı hesaba katın – Swap, forex şirketinin aldığı gecelik komisyondur.

Yüksek risk alan işlemcilerin bakiye artışı, ayda %300-500 kârlılık oranına kolayca ulaşabilir ve bu da herhangi bir bankadan çok daha yüksektir.

5. Sağladığı kolaylık

İyi bir forex şirketinin ana gelirinin yapılan işlemler, SWAP ve spreadlerden aldıkları komisyonlarından geldiğini anlamak önemlidir. Bu nedenle, her müşterinin hizmetlerini mümkün olduğunca uzun süre kullanması, işlemlerinde başarılı olması ve zenginleşmesi bir forex şirketi için çok önemlidir. İyi bir forex şirketi, tüm bakiyenizi kaybetmenize ve bir daha asla Forex işlemi yapmamaya yemin etmenize ihtiyaç duymaz.

Bu nedenle de Forex şirketleri, bu son derece rekabetçi bir ortamda düşük faiz oranları, esnek tarifler ve asgari komisyonlar gibi uygun koşullarda kaldıraç seçme fırsatı sunar. Saygın forex şirketleri çoğu zaman kişisel yönetici hizmetleri dahi sunar. Kişisel yöneticiniz, tüm hassas noktaları anlamanıza, en uygun kaldıracı seçmenize ve yatırım stratejinizi dengelemenize yardımcı olur.

6. Güvenlik

Teminat Tamamlama Çağrısı terimini muhtemelen duymuşsunuzdur. Birçok işlemci bu üç kelimeyi duyunca endişelenmeye başlar. Ama aslında bu işlev bakiyenizi korumak için tasarlanmıştır. Ne yazık ki, yeni başlayan işlemciler genellikle risklerini yanlış hesaplar. Forex şirketi, bakiyenizi kaybetme olasılığınızın yüksek olduğunu anladığında, sizi arar veya yüksek riskleri karşılamak için bakiyenizi artırmanız gerektiği konusunda size bir otomatik mesaj gönderir.

İhmalkar işlemciler bazen kaldıracı ve bununla ilişkili yükümlülükleri unuturlar. Makul olmayan işlemler yapmaları sonucunda forex şirketine borçlanabilirler. Bunu önlemek için, pozisyonun tasfiyesi durumunda sıfır bakiye garantisi veren forex şirketi hizmetlerini kullanın. Bu özellik sayesinde asla bakiyenizde olandan fazlasını kaybetmezsiniz.

Forex kaldıracının dezavantajları

Bununla birlikte, kaldıracın bir de karanlık yüzü bulunur. Yeni başlayanlar, forex kaldıracının dezavantajlarına çok dikkat etmelidir.

Şimdi bunları sizin için özetleyelim:

1. Bakiyenizi kaybetme riski yüksektir

Bu risk, bir işlemcinin yüksek kaldıraç kullanırken düştüğü psikolojik bir tuzaktan kaynaklanır. Boşta kullanmanız ve bir şeye yatırım yapmanız gereken çok fazla paranız olduğu hissini yaratır. Yeni başlayanların, kaldıracın yalnızca ek fırsatlar sağlamakla kalmayıp aynı zamanda beraberinde yükümlülükler de getirdiğini hatırlaması çok önemlidir. En önemlisi ise Stop Out’u önlemek için kayıpları kendi paranız pahasına karşılamaktır. Yüksek kaldıraçla, gerçek paranızdan yüzlerce kat daha büyük pozisyonlar açabileceğiniz için, bakiyenizde çok büyük kayıplar yaşama riski vardır. Bu durum, özellikle aynı anda birkaç büyük pozisyon açık olduğunda tehlikelidir. Bir işlemde zarar ederseniz, diğer tüm açık pozisyonlar için hesap seviyeniz düşer ve kalan işlemlerde Stop Out riski artar. Başka bir deyişle, serbest teminatı akıllıca kullanmazsanız, büyük pozisyonlardan oluşan portföyünüz bir iskambil kağıtlarından bir ev gibi bir anda çökebilir ve bakiyenizi sıfırlayabilir.

2. Bakiyenizi eski haline getirmek çok zordur

Yukarıda bahsedildiği gibi, büyük bir kaldıraç kullandığınızda bakiyenizde büyük bir kayıp yaşamak çok kolaydır. Acemiler, kaldıraç büyük olduğu için hesabı eski boyutuna döndürmenin çok kolay olduğuna inanabilir, ama bu büyük saflıktır. Ancak kayıpları telafi etmek için kârlılığın katbekat daha yüksek olması gerektiğini hiçbir zaman unutmamalısınız. Örneğin, bakiyenizde 100 USD varsa ve %50 zarar ederseniz, başabaş pozisyonuna dönmek için 50 USD bakiyenizden %100 kâr elde etmeniz gerekir.

Aşağıda, zarar durumunda başabaş noktasına geri dönmek için gerekli kâr yüzdesini hesaplamak için bir tablo bulacaksınız. Risk yönetimi kurallarına uymayı size hatırlatması için bu tablonun bir çıktısını alıp çalışma ekranınızın önüne yerleştirmenizi tavsiye ederiz.

Yüksek kaldıraç kullanmanız halinde, bakiyedeki kayıplarla birlikte satın alma gücünüz de düşer, teminat için kullanılabilir fonlar azalır ve dolayısıyla stop out riski artar. Bu genellikle pozisyon hacmi azaltılarak telafi edilir, bu da potansiyel kârlılığı azaltır, yani nihayetinde toparlanması daha da zor olur.

Forex’te düşük, orta veya maksimum kaldıraç kullanmanın bir taahhüt olduğunu hiçbir zaman unutmayın. İşlem gününün sonunda başarılı veya başarısız olmanız fark etmeksizin, kaldıracın ana değerini swap olarak iade edersiniz. Kaldıraç maliyeti, işlemcinin hesabı tarafından karşılanmalıdır ve otomatik olarak bakiyesinden düşülür.

Swap, işlemcinin bakiyesinden kaldıraç kullanımı için otomatik olarak çekilen bir komisyondur. Açıkçası, kaldıraç maliyeti doğrudan kullanım hacmine bağlıdır. Forex şirketi genellikle komisyonu yalnızca kullanılan gerçek fon miktarı üzerinden ücretlendirir.

Yeni başlayan bir kişi için en iyi kaldıraç seviyesi nedir?

Forex dünyasında yeniyseniz, ideal başlangıç oranı 1:10 kaldıraç ve 10.000 USD bakiye kullanmak olacaktır. Bu nedenle, yeni başlayanlar için en iyi kaldıraç kesinlikle 1’den 10’a kadar olan orandan daha yüksek değildir.

Sizin için en iyi Forex kaldıracını nasıl hesaplarsınız? Açıkçası, bu sorunun cevabı her işlemci için farklı olacaktır.

O halde şimdi iyi kaldıraç oranı nedir bulmaya çalışalım.

Forex’te kaldıraç

Aşağıdaki tablo, klasik 100.000 USD lotlu kaldıraçlar için gerekli teminat ve bakiye değişikliği hesaplamasını gösteriyor.

1000 USD’lik bir bakiye ile, işlem başına bakiyede %1 oranında risk kabul edilebilir ve %1’lik pozisyon düşüşü kabul edilebilir olacak şekilde maksimum portföy çeşitliliğiyle işlem yapmaya hazır olduğumuzu varsayalım.

Şimdi yukarıdaki kurallara tabi olarak açabileceğimiz maksimum pozisyon büyüklüğünü ve işlem başına riski hesaplayacağız.

Yukarıdaki tabloda, bu tür risk yönetimi gereksinimleriyle birlikte, Forex’te optimal kaldıracın 100:1 olduğunu görüyoruz, çünkü bu durumda risk yönetimi kuralımıza uyan 100 pozisyon veya birkaç pozisyonu aynı anda minimum risk ile açabiliriz.

Bu örnekte, daha düşük bir kaldıraçla işlem yapmak istiyorsak, gerekli çeşitlendirme seviyesinde aktif olarak işlem yapabilmek için bakiyenizi artırmanız gerektiği açıktır.

Bunun bir çelişki olduğunu söyleyebilirsiniz. Yüksek bir kaldıraçla işlem yapmak riskleri nasıl azaltır? Aslında, burada hiçbir çelişki yoktur. Tasfiye riskleri, işlem hacimleri değişmediği sürece daha yüksek kaldıraç kullanılmasıyla birlikte azalmaktadır.

Yüksek kaldıraç hakkında yukarıda bahsedilen tüm dezavantajlar, bir işlemcinin psikolojisi ve para yönetimi kurallarını ihlali ile ilgilidir, bu yüzden yatırım stratejiniz ve yatırım disiplininiz üzerinde çalışmanız çok önemlidir.  Bunu yaparsanız yüksek kaldıraç sorun olmaktan çıkar ve bakiyenizi kaybetmenize yol açmaz.

Forex Yatırımcılarına Altın Değerinde Öneriler

Forex Yatırımcılarına Altın Değerinde Öneriler

Forex yatırımcılarına altın değerinde öneriler, son yıllarda önemli yatırım araçlarından biri haline geldi. Doğru uygulamalar yapıldığında oldukça kazançlı olan Forex, yeterli bilgi olmadan yatırım yapıldığında birçok riski de barındırıyor. Başarılı olmanın yolu da iyi bir ekonomi bilgisi ve uzman önerilerinden yararlanmak. Aşağıda sıraladığımız Forex yatırımcıları için altın önerileri takip ederseniz, Forex’te başarı şansını artırabilirsiniz.

1. Forex Hakkında Bilgi Edinin ve Araştırma Yapın

Forex’e yatırım yapmadan önce bu piyasa hakkında ayrıntılı bilgi edinmek büyük önem taşıyor. Kısaca, uluslararası bir döviz piyasası olan ve “Foreign Exchange” kelimelerinden türetilen Forex, dünyanın en büyük ve gelişmiş türev piyasası. Bir ülkenin para birimi ile başka bir ülkenin parası arasındaki farktan yararlanarak, döviz ticareti yapılan küresel bir piyasa şeklinde tanımlanan Forex’te döviz dışında başka araçlarla da yatırım yapılıyor. Forex ayrıca Tezgah Üstü Piyasa (Over the Counter – OTC) olarak tanımlanıyor ve fiziki olmayan alış-satış işlemlerini tek bir çatı altında topluyor.

Forex piyasasında bir döviz bürosunda olduğu gibi alış-satış işlemlerindeki fiyat farkından para kazanılıyor. Fiyatı düşük olan ürünü alıp fiyatı yükselince satarak kâr ediyorsunuz.

Forex piyasasında kaldıraç oranları, çift yönlü işlemler, hızlı pozisyon alınabilmesi ve riski durdurma olanak sağlayan “stop loss” özelliği öne çıkan avantajlar olarak gösteriliyor. Forex’te dünya genelinde farklı kaldıraç uygulamaları bulunuyor. Ülkemizde 1’e 10 oranına kadar izin verilirken, eskiden 1’e 100 gibi yüksek oranlar kullanılıyordu.

Forex Türkiye’de 2011 yılında yasal mevzuatlara uygun hale getirildi ancak tarihine baktığımızda borsa kadar olmasa da oldukça eski bir piyasa olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan kanunu düzenlemelerle Türk yatırımcıların mağdur olmasının önüne geçildi.

Forex’te işlemler aracı kurumlar vasıtasıyla, internet bağlantılı cihazlar üzerinden yapılıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun yatırımcılar, eş fırsatlar ve eşit fiyatlar altında birikimlerini değerlendirme fırsatına sahip. Fırsat eşitliği, Forex’in popülerleşerek, katılımcı sayısının artmasına yol açıyor. Triennial Central Bank’ın Nisan 2019 verilerine göre Forex piyasalarının günlük işlem hacmi 6.6 trilyon dolara ulaşmış durumda.

Forex, dünyadaki bütün yatırımcıları tek çatı altında topluyor. 5 gün 24 saat kesintisiz işlem yapılabiliyor. Pazar gece yarısı açılan piyasa, Cuma gece yarısı kapanıyor ve coğrafi konumdan kaynaklanan saat farklılığı nedeniyle bir ülkenin piyasası kapanırken, bir diğeri açılıyor ve bu sayede piyasa 24 saat boyunca açık kalıyor.
Yatırılan paraların güvenliği ise Takasbank tarafından sağlanıyor. Böylece yatırılan paralar aracı kurumların hesaplarında değil, Takasbank nezaretinde saklanıyor. Ayrıca yapılan düzenleme ise aracı kurumların alım-satım işlemlerinden komisyon alma hakkı kaldırılarak, kurumların yapılan işlemlerden ek ücret talep etmesi önlendi.

İşlem emirlerinizi bu platformlar vasıtasıyla milisaniyeler içinde piyasaya gönderirsiniz.

2017 yılında ülkemizde getirilen düzenlemelerle birlikte Forex piyasasına başlamanız için minimum başlangıç teminatı 50 bin TL ve muadili döviz olarak belirlendi. Bu düzenlemeden önce 100 dolar ile Forex piyasalarına yatırım yapmaya başlanabiliyordu.

Forex piyasasında kayıp/kazanç oranlarını değerlendiren yatırımcıları korumak adına çeşitli düzenlemeler yaptı. İlk olarak teminatı yükselterek, yalnızca belli yatırımcıların işlem yapmasını sağladı. İkincisi olarak da kaldıraç oranlarının 1’e 100’den, 1’e 10 oranına indirdi.

Forex’in ülkemizdeki yeni düzenlerden sonra hâlâ avantajları olan bir piyasa olduğunu söyleyebiliriz.

2. Doğru Forex Aracı Kurumunu Seçin

Forex piyasalarına yatırım yapmak için doğru bir başlangıç yapmalısınız. Gerekli araştırmaları yapıp kendinizi geliştirdikten, gereken eğitimleri aldıktan sonra en önemli adım doğru aracı kurumu seçmek.

Aracı kurum seçerken ilk önce kurumun yasal olarak faaliyet gösteren bir Forex aracı kuruluşu olup olmadığını değerlendirmelisiniz. Daha sonra sunduğu hizmetleri, analiz desteğini ve teknik altyapı yeterliliklerini iyice incelemelisiniz. Size atanan müşteri temsilcisiyle detaylı bir şekilde konuşmalı ve aklınızdaki tüm soruları sormalısınız.

Forex işlemlerinde kaldıraç kullanmak istiyorsanız seçeceğiniz aracı kurumun “Kaldıraçlı Alım – Satım Yaptırabilir Belgesi” ne sahip olması gerekiyor. Bu belgeye sahip olmayan aracı kurum üzerinden kaldıraçlı işlem yapamazsınız.

Sizin için en iyisi olduğunu düşündüğünüz aracı kurumu seçtikten sonra bir yatırım hesabı açarak Forex işlemlerinize başlayabilirsiniz.

3. Hırslarınıza Yenik Düşmeyin

Forex’te para kazanma hırsıyla agresif bir şekilde işlem yaptığınızda, risklerle karşılaşma ve zarar etme olasılığınız artacaktır. Bu sebeple kendinizi deneyim, bilgi ve psikoloji olarak Forex’e hazırlamalı ve sakin bir tavırla işlemlerinizi yapmalısınız.

Açgözlü bir şekilde, panik ve heyecan ile yaptığınız işlemler genel olarak size zarar olarak döner. Yatırım yaparken bu duyguları kontrol etmeli ve serinkanlı olmalısınız. Yatırım kararlarını duygularınızı bir kenara bırakarak almalısınız. İşlem stratejilerinizi ve adımlarınızı otomatize ederek, duygularınızı kontrol edebilirsiniz.

4. Aracı Kurumlara Dikkat

Forex piyasasında, Fed Yatırım gibi güvenilir ve uluslararası lisansı olan firmalar dışında yatırım yaparken dikkat etmeniz gerekir. Bu firmalarla işlem yaparsanız, herhangi bir sorun yaşadığınızda karşınızda bir muhatap bulamazsınız ve dolandırılma olasılığınız yüksek olur. Bu sebeple bu tip yetkisiz Forex kurumlarından uzak durmalısınız.

5. Kaldıraçlı İşlemlere Dikkat Edin

Forex’te kaldıraçlı işlem yaparken, kaldıraç oranının artmasıyla birlikte riskin de artacağını unutmayın. Aşırı kazanma hızıyla yüksek kaldıraç oranlarına girmek riskli bir durum.

Forex’i cazip bir yatırım alanına çeviren kaldıraç sistemi, kazancınızı artırmanızı sağlıyor. Daha öncede belirttiğimiz gibi ülkemizde 2017 yılından çıkan düzenleme ile birlikte kaldıraç sistemi, 1’e 10 olarak uygulanıyor. Bu işlem yaptığınızda elde edeceğiniz kâr oranını 10 kat artırmanız anlamına geliyor. Kısaca 100 dolar yatırıp 1.000 dolar kazanmanız mümkün.

Pozisyonları uyanık olduğunuz saatler için açıp kapamaya özen gösterip kısa vadeli gün içi al-sat stratejilerini tercih etmelisiniz. Riskleri fazla olduğundan eğer deneyiminiz yoksa kaldıraç işleminden uzak durmanızı tavsiye ediyoruz.

Forex’te kaldıraç oranı düşük olan hesap tipleri en ideal hesap tipleri olarak gösteriliyor. Kaldıraç mantığını çözdükten ve kendinize olan güveninizi artırdıktan sonra standart hesap tiplerine geçiş yapabilirsiniz.

6. Riskinizi Sınırlandırın

Forex piyasasında zarar riskini sınırlandırmak mümkün. “Zarar durdur” (Stop loss) / “Kâr al” (Take profit) emirleri ile pozisyonunuzu kontrol edebilirsiniz. Yapmanız gereken belirli bir seviyeye göre kâr al ve zarar durdur oranlarını belirlemek. Bunu yaptığınızda siz bilgisayar başında olmasanız dahi sistem otomatik olarak işleminizi sonlandırır böylece risklerinize sınır koyabilirsiniz.

Forex’te her işleminizde “Zarar durdur”, “Kâr al” emirlerinin seviyelerini girmenizi kesinlikle tavsiye ediyoruz. Özellikle “Zarar durdur” seviyenizi özel durumlar dışında değiştirmeyin. Yatırımlarınızı korumak için, zararda kapatamam psikolojisini bir kenara bırakmanız gerekiyor.

Düşük meblağlar ile yüksek lotlarla Forex’te işlem yapmak riski artırıyor. Yüksek meblağlarla düşük lotlarla işlem gerçekleştirdiğinizde de kazancınız sizi tatmin etmeyebilir. Bu sebeple işlem yaparken belirli bir denge sağlamalısınız.

7. Forex’te Ne Alınır, Ne Satılır İyice Öğrenin

Dünya çapında bir piyasa olan Forex’te yatırım yapmak için geniş bir yelpaze bulunuyor. Tüm dünya ülkelerinin para birimleri, dünyanın en önemli ve en büyük hisse senetleri, borsa endeksleri ve ticarete konu olan emtialar Forex piyasasında işlem görüyor.

Piyasada çiftler halinde işlem gören para birimleri “parite” ismiyle anılıyor. Parite bir ülkenin para biriminin, başka bir ülkenin parasına karşı değerini gösteriyor. Örnek olarak Euro’nun dolar karşısındaki değeri EUR/USD paritesi ile tanımlanıyor.

Forex piyasasında emtialar ise sanayi metalleri, madenler, kimyasallar, tarım ve enerji ürünleri, gıda maddeleri gibi alt gruplara ayrılıyor. En çok işlem gören emtialar arasında, petrol, alüminyum, gümüş, bakır, altın, platin, mısır, buğday, pamuk, kahve gibi ticari mallar yer alıyor.

Piyasada Google, Microsoft, Apple, Ferrari gibi ünlü markaların hisse senetleri de işlem görüyor. Dow Jones, S&P500, CAC 40, Dax 30, FTSE 100, Stoxx 600 gibi dünyanın en büyük borsa endeksleri de yatırım yapabileceğini alanlar arasında yer alıyor. CFD adı verilen fark kontratları ile bu borsalardaki hisse senetlerine kolayca yatırım yapabilirsiniz.

8. Forex Piyasası Bir Oyun Alanı Değil

Forex’te bilgisayar ya da internete bağlı herhangi bir cihaz üzerinden işlem yaptığınız için bu piyasayı bir oyun olarak görebilirsiniz. Ancak yaptığınız her işlemin sizin için bir risk olduğunu asla unutmamalısınız. Dolayısıyla Forex’in bir kumar değil, üzerinde çalışmanız ve ciddiye almanız gereken bir yatırım piyasası olduğunu asla unutmamalısınız.

9. Forex Eğitimlerinden Yararlanın

Forex piyasasında başarılı olmanın yolu bu alanda kendinizi en iyi şekilde eğitmenizden geçiyor. Türkiye’deki aracı kurumlar, yatırımcıların bilgi ve deneyim eksikliklerini gidermek için ücretsiz eğitimler veriyor. Bu kurumların hazırladığı eğitim setleri için kurumların sitelerini ziyaret edip bir form doldurmanız yeterli.

Eğitim setlerinde, e-kitaplar, videolar, webinarlar ve demo hesaplar yer alıyor. E-kitaplar temel bilgileri edinmek için güzel bir kaynak. Videolar ise eğitim kurumlarının uzmanları tarafından hazırlanıyor ve Forex mantığını öğrenmeniz amaçlanıyor. Webinar ise online olarak düzenlenen seminerlere deniyor. Bu seminerlere katılarak canlı yayınlarda uzmanlara sorularınızı sorabilirsiniz. İnternet üzerinde de Forex hakkında daha detaylı bilgiler edinebileceğiniz sayısız makale bulmanız mümkün.

10. Demo Hesaplar ile Forex’i Öğrenin

Forex piyasasında işlem yapmadan önce mutlaka demo hesaplar üzerinden deneyim sahibi olmalısınız. Ülkemizdeki yasal düzenlemeler ile aracı kurumların yatırımcılara demo hesabı sağlaması zorunlu kılındı ve gerçek işlemlere başlamadan önce demo hesap üzerinde minimum 6 gün boyunca en az 50 pozisyon almanız gerekiyor.

Bu hesaplar ile sanal para ile gerçek piyasa koşullarında işlemler yapabilirsiniz. Böylece stratejiler geliştirmeyi ve riskleri azaltmayı öğrenebilirsiniz. 100 bin dolar sanal para yüklü olan demo hesabınızla, tıpkı gerçek Forex piyasasında olduğu gibi alım – satım yapabilirsiniz.

Demo hesapta farklı piyasa koşullarında nasıl işlem yapmanız gerektiğini risk almadan öğrenmiş olursunuz. Kendinize işlem stratejileri geliştirebilir ve risklerden nasıl kaçınacağınızı öğrenebilirsiniz.

11. Çift Yönlü Yatırım İşlemlerini Öğrenin

Forex’te çift yönlü yatırım işlemleri sayesinde piyasadaki fiyatlar yükselirken veya düşerken kazanç sağlamak mümkün. Yatırım araçları, çiftler yani pariteler halinde işlem gördüğü için her fiyat hareketinden kâr elde edebilirsiniz.

Örneğin; Forex’te altın Amerikan doları üzerinden işlem görüyor. Parite olarak gösterimi ise XAU/USD şeklindedir. Eğer altın fiyatları yükselme eğiliminde ise doğal olarak altın alıp dolar satmak gerekiyor. Altın fiyatları düştüğünde ise altın satarak dolar almalısınız. Forex’te satış yönünde işlem yapmak istiyorsanız elinizde altın olmasına gerek yok. Bu tip durumlara, “açığa satış” adı veriliyor.

Böylece çift yönlü işlemler sayesinde fiyatı düşecek bir yatırım aracıyla elinizde olmamasına rağmen satış yönünde pozisyon oluşturabilirsiniz. Bu şekilde beklentiniz gerçekleştiği zaman yine kâr etmiş olursunuz.

12. Piyasayı İyi Takip Edin

Forex’te başarılı olmak için piyasayı en iyi şekilde takip etmek gerekiyor. Böylece fiyat değişimlerini önceden tahmin edebilirsiniz. Forex piyasasının yapısı gereği fiyatlarda ani değişimler yaşanabiliyor. Bunun için ilgilendiğiniz yatırım araçlarının fiyatlarının hangi faktörlere göre değiştiğini iyi bilmeli ve takip etmelisiniz. Bu şekilde fiyatlardaki değişimi önceden tahmin etmeniz mümkün olabilir.

13. Fiyatlar Nasıl Belirlenir Öğrenin

Dünyadaki tüm bankaların her para birimi için kendine özgü nakit akışı bulunuyor. Döviz giriş çıkışı çok olan bankalar, kendilerinin ve müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için nakit akışlarını düzenlemek durumunda kalıyor. Bu sebeple bankalar, ellerinde fazla olan para birimini satarak, ihtiyaç duyduğu dövizi almak istiyor. Bankalarda döviz çiftleri dışında, altın, gümüş gibi çeşitli emtialar da bulunuyor. Çünkü onlar da tıpkı bireysel yatırımcılar gibi piyasada faaliyet göstererek kârlılık oranlarını artırmak istiyor. Bu bankalar, Forex piyasalarında piyasa fiyatlarının oluşmasını sağlıyor. Bu fiyatlar; Forex Fiyat Network’ü denilen ağda yer alan Reuters, Bloomberg, Currenex, Hotspot FX, Flextrade gibi şirketler üzerinden Forex aracı kurumlarına aktarılıyor. Aracı kurumlar da gelen fiyatın üzerine kendi gelirlerini (mark up) ekleyerek son fiyatı belirliyor.

14. Analizlerden Yararlanın

Forex piyasasında analizler piyasa takibi kadar önem taşıyor. Yatırım yapmak için mutlaka analiz yapmayı bilmelisiniz. Analizler ile yatırım araçlarının destek ve direnç seviyelerini belirleyebilirsiniz. Riskleri tespit ederken, Forex analizleri size kolaylık sağlar. Hatalı analizler, genellikle başarısız işlemler yapmanıza sebep olur. İstikrarlı bir kazanç sağlamak başarılı bir analiz ile mümkün olurken, doğru analizler yatırımlarınızın değerini artırır.
15. Riskleri Öğrenin
Forex’te tüm piyasalar gibi çeşitli riskler bulunuyor. Fiyat dalgalanmalarına göre işlem yaptığınız için hesaba katmadığınız durumlarla karşılaşma ihtimaliniz yüksek. Forex büyük bir piyasa ve işlemler oldukça hızlı şekilde gerçekleşiyor. Bir hata yaptığınızda geri almak için yeterli vaktiniz olmayabilir. Kaldıraç oranları gibi Forex’e özgü avantajlarının da olması riski artıran faktörler arasında olabilir. Daha fazla kazanma hırsıyla daha çok para kaybedebilirsiniz. Forex piyasasında sakin ve planlı hareket ederseniz riskle başa çıkabilirsiniz. “Zarar durdur” / “Kâr al” emirlerini de doğru uygulayarak riski azaltabilirsiniz.

16. Şehir Efsanelerine Dikkat Edin

Forex hakkında birçok şehir efsanesi internet ortamında dolaşıyor. Forex’in hiçbir riskinin olmadığını, yüksek kaldıraç oranlarıyla bir anda zenginliğe ulaştırdığı, %100 kâr sağladığı bu efsaneler arasında yer alıyor. Bu tip efsaneler genelde dolandırıcılar tarafından ortaya atılıyor. Bu sebeple Forex hakkında abartılı bilgiler veren bu tip şehir efsanelerinden uzak durmak gerek.

17. Forex’e Para Yatırma ve Çekme Nasıl Yapılır Öğrenin

Forex piyasasına para yatırıp çekerken aracı firmanızın gücü büyük önem taşıyor. Çünkü, paranızın hesabınıza anında geçmesi ve istediğiniz zaman çekebilmeniz gerekiyor. Para yatırma işlemi, havale yapmaya benziyor. İster bilgisayardan, ister cep telefonunuzda birkaç tıkla yapabilirsiniz. Yatırdığınız para doğrudan yatırım hesabınıza geçiyor. Para çekmek istediğinizde de ise müşteri temsilciniz ile görüşmelisiniz. Kendisi size bir form gönderip doldurmanızı isteyecek ve para çekme talebinizi işleyecek. Bu işlemden sonra aynı gün içerisinde Forex’teki paranızı çekebilirsiniz.

18. Kendinizi Tanımlayın

Forex’te kendinizi tanımlamanız ve kendinize uygun stratejiler oluşturmanız oldukça önemli. Sabırlı olup olmadığınız, kısa vadeli mi, uzun vadeli mi kazanç beklediğiniz, psikolojiniz, motivasyonunuz yatırım kararları almanız için büyük önem taşıyor. Bu soruların cevaplarını kendinize vererek, en doğru yatırım kararlarını alabilirsiniz. Başarılı yatırımlar için dikkatli ve titiz bir şekilde çalışmanız ve hedeflerinizi analiz etmeniz gerekir.

19. Bir Anda Zengin Olmayı Hayal Etmeyin

Forex’e yatırım yaparak zengin olma hayalleri kurmayın, anaparanın %10-20’si civarı bir kâr elde ederseniz, kendinizi başarılı olarak görebilirsiniz. Özellikle yeni başlarken, heyecana kapılıp yüksek tutarlı işlemler gerçekleştirmekten uzak durun. Küçük yatırımlar yapın, tecrübe edinin. Yatırımlarınızın karşılığını almaya başladıktan ve tecrübe kazandıktan sonra yatırım tutarını artırabilirsiniz.

20. İnatçı Olmayın

İşlem yaparken inatçı bir tutum sergilemek, “Zarar durdur” seviyenizin değişerek, para kaybetmenize hatta tüm yatırımınızı kaybetmenize sebep olabilir. Forex’te kazanç ve kayıp oranlarını belirledikten sonra bunları değiştirmemek tavsiye ediliyor. Kazanç sağladığımızda motivasyonunuzu artırarak keyfini çıkarmalısınız. Zarar yaşadığınızda da hatalarınızı gözden geçirip biraz piyasadan uzak durmalı ve daha sonra yeniden girmelisiniz.

21. Yatırımlarınızın Dönüşünü Hesaplamaya Çalışın

Forex yatırımlarınızın size geri dönüşünü en iyi şekilde hesaplamalısınız. Sonuç olarak her yatırım kâr amacıyla yapılır. Dolayısıyla yatırım yaparken, kısa, orta ve uzun vade kazanımlarımızı göz önünde bulundurmalı ve adımlarınızı planlarınız doğrultusunda atmalısınız.

22. Bildiğiniz Sektörlere Yatırım Yapın

Yatırım araçlarını seçerken, bildiğiniz sektörlere odaklanın. Bildiğiniz ve tahmin edebildiğiniz sektörlerde işlem yaparak, hedeflerinize en doğru şekilde ulaşırsınız.

23. Geçmişi Gözden Geçirin

Ekonomideki gelişmeler, tıpkı tarihte olduğu gibi tekerrür eder. Bu sebeple geçmişi bilmek, geleceği de bilmek demektir. Forex yatırımları için geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeleri, dalgalanmaları, krizleri bilmek size büyük avantaj sağlar. Bu sebeple geçmişi araştırın, okuyun ve istatistik bilimine başvurun. Böylece, riski azaltarak en doğru hamleleri yapabilirsiniz.
24. Birden Çok Yatırım Portföyü Kullanın
Forex piyasasında tek bir araca odaklanmayın, birden çok yatırım alanına girerek riski bölüştürün. Böylece bir alanda zarar ettiğinizde, tüm paranızı kaybetmezsiniz. Birinden kaybederken, diğerinden kazanabilirsiniz.

25. Kayıplarınızı Yorumlayın

Kaybetmeden kazanamazsınız. Bunu kabul edin. Kayıplar olduğunda sebeplerini iyi yorumlayın ve hatalarınızı tekrarlamamaya çalışın.

26. Başarılı Olana Kadar Tek Bir Döviz Paritesine Odaklanın

Dünya üzerinde çok fazla para birimi ve döviz kuru bulunuyor ve bunların hepsine hakim olmanız neredeyse imkânsız. En iyisi bildiğiniz ve hareketlerini anladığınız döviz ile işlem yapmanızdır. Ülkenizdeki para birimi ile işlem yapamıyorsanız, likiditesi en fazla ve en çok işlem gören dövizleri tercih edebilirsiniz.

27. Zarardaki Pozisyonları Açık Tutmayın

Piyasalarda neler olacağını öngören uzman görüşleri ve analizler olabilir ama kimse fiyatlarının ne kadar süre aynı sürede olacağını, ne zaman değişeceğini kesin ve net olarak bilemez. Bu yüzden Forex’e yatırım yaparken her zaman aktif olan pozisyonlara odaklanın ve zarar eden işlemlerinizi kapatın.

28. Hatalarınızdan Ders Alın

Başarılı bir Forex yatırımcısı olmak için hatalarınızı ve başarılarınızı düzenli olarak not almalı ve özellikle hatalı hareketlerinizden ders almalısınız. Böylece daha sonraki stratejilerinizi ve adımlarınızı çok daha başarılı şekilde yapabilirsiniz.

29. Yeni Çıkan Şeylere Şüpheyle Yaklaşın

Yeni çıkan, verimliliği test edilmemiş, ispatlanmamış strateji ve robot teknolojileri gibi Forex ürünlerine şüpheyle yaklaşın. Bu tip yenilikler size kazanç getirmediği gibi para kaybetmenize de sebep olabilir.

30. Sabırlı Olun

Forex’e yeni başlayanlara, trendler karşısında işlem yapılmaması veya piyasa ana eğiliminin üst ve alt sınırlarını takip etmeleri önerilir. Eğilimleri takip etmek kendinizi güvende hissetmenizi sağlar. Karşı gelmek ise sizi baskı altında tutarak, başarısız olmanıza neden olabilir. Bu sebeple Forex piyasasına yeni bir yatırımcı olarak girerken, sabırlı olmak ve ana eğilimleri takip etmek, tecrübe kazandıkça daha riskli işlemlere kalkışmak gerekiyor.

31. Para Yönetimi İçin Çalışın

Forex’te kâr elde etmeye başladıktan sonra, kârı korumayı bilmek de oldukça önemli. Kârınızın sabit kalmayacağı her zaman aklınızın bir köşesinde olmalı. Önemli olan zararın az seviyede kalması, kârın ise katlanarak artabilmesi. Başarılı bir para yönetimi de zararı az bir seviyede tutarak, kârı maksimum seviyelere ulaştırmaktan geçer. Bu yüzden, para yönetimi konusunda kendinizi mutlaka geliştirin, bol bol okuyun ve çalışın.

32. Vazgeçmeyin

Forex’e yatırım yaparken gözden çıkarabileceğiniz bir rakam yatırın. Kendinizi geliştirip sabırlı olup doğru adımları atarsanız Forex size yatırımınızın karşılığında güzel bir kazanç sağlayabilir. Özellikle öğrenme sürecini, riskleri minimum düzeyde tutarak geçirirseniz, gelecekte yeteneklerinizi geliştirip doğru hamleleri yaparak kâr elde eden bir Forex yatırımcısı olabilirsiniz.